2021 UNESCO
Yunus Emre Yılı
Hakkında

"GELİN TANIŞ OLALIM"

DOĞUMU

“Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm.”

Anadolu’da Türkçe şiirin öncüsü kabul edilen, tasavvuf ve halk şairi Yunus Emre’nin 1238 yılında Eskişehir’in Sivrihisar ilçesine bağlı Sarıköy’de dünyaya geldiği düşünülüyor.

Hayatı hakkında çeşitli rivayetler bulunuyor. Bunun en bilineni ve kabul göreni, Hacı Bektaş-ı Veli Dergâhı’nda bir süre bulunduktan sonra, onun yolladığı Tapduk Emre Dergâhı’nda olgunluğa erişmesidir. Burada büyük hizmetlerde bulunmuş, tasavvuf ehli olmuştur.

SEVGİNİN DİLİ YUNUS

“Ben gelmedim dava için, benim işim sevi için.”

Adıyla bütünleşen Emre, âşık anlamına geliyor. Birçok şiirinde kendinden Yunus Emre, yani Âşık Yunus diye bahsetmekte. Emre dışında Âşık, Biçare, Koca, Tapduklu, Miskin, Derviş gibi sıfatları da şiirlerinde adının önüne koymuştur.

Yaşadığı dönem, Anadolu Selçuklu Devleti’nin çöküş dönemine girdiği, Anadolu’nun kargaşa, yağma, iç savaş, kıtlık, kuraklık gibi birçok sorunla perişan olduğu bir zaman dilimi. Böyle bir dönemde, Hacı Bektaş-ı Veli, Ahi Evran gibi ilim ve irfan önderleriyle birlikte Yunus Emre, Allah sevgisini, aşk ve güzel ahlâkla ilgili düşüncelerini, İslam tasavvufunu işleyerek yüceltmiştir.

ESERLERİ

“Söz ola götüre başı, söz ola bitire savaşı.”

3000 civarında olduğu rivayet edilen fakat çok daha azı günümüze kadar gelen şiirleri Divan adı altında toplanmıştır.

Bunların dışında, 1307 yılında yazdığı düşünülen, mesnevi tarzında Risaletü’n Nushiye (Öğütler Kitabı) adında 573 beyitten oluşan bir kitabı vardır.

Şiirlerinde bugün bile neredeyse hepimizin anlayabileceği duru bir Türkçe kullanmıştır. İyi derecede Farsça ve Arapça bildiği söylenmektedir, fakat bu dilleri, kafiye zorunluluğu dışında şiirlerine sirayet ettirmemiştir.

ÖLÜMÜ

“Ana rahminden geldik pazara, bir kefen alıp döndük mezara.”

Doğumu gibi ölüm yeri ve tarihi de tartışma konusu olmuştur. Genel kanı, 1321 yılında vefat ettiği ve
Sivrihisar Sarıköy’de defnedildiğidir. Fakat Türkiye’nin çeşitli yerlerinde Yunus Emre’nin olduğu iddia edilen birçok türbe ve mezar bulunuyor. Bunlar arasında Karaman, en iddialısı olarak öne çıkıyor. Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde Karaman’la ilgili geçen “Kirişçi Baba Camii avlusunda Yunus Emre Hazretlerinin mezarı bulunmaktadır.” cümlesi buna kanıt gösteriliyor. Yunus Emre’nin şiirlerinde geçen 23 yerleşim birimi isminden 20 tanesinin Karaman ili sınırları içinde bulunması da ayrı bir sav olarak değerlendiriliyor.

VE SONRASI

“Ölen beden imiş, âşıklar ölmez.”

Yunus’un söylediği şiirler, o öldükten sonra bile kulaktan kulağa söylenegelmiştir. Yunus Emre şiirlerinin
ilk kez ne zaman yazıya geçirildiği ve bir divan haline getirildiği bilinmemektedir. Yunus Emre divanına ait eldeki yazmaların en erkeni olan Bursa nüshası 15. yüzyılın ikinci yarısına, Fatih nüshası tahminen 15. yüzyıla, Nuruosmaniye nüshası ise 1540 yılına aittir.

Onun şiirleri, hem içeriği, hem biçimi hem de dili itibarıyla musiki ile bütünleşecek özellikteydi. Yunus Emre’nin şiirleri güfte olarak hemen besteleriyle buluştu. Bir ermiş olarak kabul edilip sevilen Yunus Emre’nin ilahilerinin yer aldığı risaleler, kutsal kabul edildi. Yunus kitapları da tıpkı kutsal kitap gibi deri, kumaş tarzı mahfazalar içinde korundu. Söz olarak ses olarak nesilden nesile aktarıldı. Kandiller, bayramlar, Cuma geceleri, ramazanlar, teravihler, ölümler, doğumlarda bu ilahiler söylendi. Onun ilahileriyle Türk musîkisi önemli eserler kazandı.

Yunus Emre şiirlerinin bestelenmesi sadece dinî musiki ile sınırlı kalmadı. Bu şiirlerin Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziğii, pop ve rock tarzında bile besteleri yapıldı. Hatta Yunus Emre ilk Türk oratoryosunun da konusu oldu. Ahmet Adnan Saygun tarafından 1942’de, “Yunus Emre Oratoryosu” bestelendi ve geniş bir ilgiye mazhar oldu. Ayla Algan 1969 yılında Yunus’un şiirlerinden oluşan “Bana Seni Gerek Seni” plağını çıkardı. Zekai Dede’den Sadettin Kaynak’a, Muzaffer Ozak’tan Ahmet Hatipoğlu’na Abdullah Dede’den Fehmi Tokay’a, Cüneyt Kosal’dan Selahattin İçli’ye Hacı Faik Bey’den Bekir Sıtkı Sezgin’e, Rıfat Bey’den Etem Üngör’e kadar onlarca bestekâr onun şiirlerini besteledi.

UNESCO ULUSLARARASI YUNUS EMRE YILI

Şiirlerindeki barış, sevgi, kardeşlik gibi mesajlarla çağının çok ötesine seslenen Yunus Emre, sadece Anadolu için değil, bütün insanlık için ortak bir değer. Fakat bu değer, Anadolu toprakları dışında, henüz sadece istisnai kesimler tarafından keşfedilmiş durumda. Kısacası, bizim Yunus Emre’yi dünyaya tanıtmaya ihtiyacımız var, dünyanınsa Yunus Emre’yi bilmeye ihtiyacı var.

Ölümünün 700. yılı anısına UNESCO’nun 2021 yılını Yunus Emre Yılı ilan etmesi, hem bizim hem de insanlık için önemli bir fırsat. Bu vesileyle bir yılın tamamına yayılacak kapsamlı bir iletişim faaliyeti, çok geniş kitlelere ulaşmasını ve Yunus Emre’yi Rumi gibi global bir marka değeri haline getirmesini sağlayacaktır.

SLOGAN

Anadolu’nun barış ve sevgi şairi Yunus Emre’nin her dizesi günümüz dünyasındaki farklı sorunlara hâlâ cevap veriyor ve günümüz insanlarına insanlığın nasıl olması gerektiğini asırlar öncesinden söylüyor.

Yunus Emre’nin şiirlerinde işlediği, barış, sevgi, hoşgörü, iyilik, eşitlik gibi temaları anlatmak için kullandığı dizeler bugün bize hâlâ yol gösteriyor. Dünyaya Yunus Emre’nin gözünden bakan, onu tanımasa da onun anlayışını yaşam biçimi haline getiren nice insan var.

Yunus Emre’nin öğretileri iyi insanlarla birlikte yaşıyor ve o insanlar dünyayı daha güzel bir yer haline getirmek için çabalıyorlar. Yunus Emre’yi yaşatıyorlar.

İletişim yaklaşımının çıkış stratejisini oluşturan bu düşünce, sloganınında da hayat buluyor.

Yunus Emre
He Lives.

LOGO

UNESCO Yunus Emre Yılı için tasarlanan logo, evrensel barış simgesi olan güvercin ile Türk kültüründe mimari, çini ve edebiyat gibi farklı alanlarda karşımıza çıkan, aşkı ve tasavvufta “Allah’ın birliğini” temsil eden, Türkiye tanıtımları ile dünya çapında insanların zihnine yerleşen lale formlarının birleşiminden oluşuyor. Estetik hatları ile göze oldukça hoş görünen logo, anlamsal gücüyle de öne çıkıyor.

Modern serifli bir fontla tasarlanan logotayp, logonun estetik bütünlüğünü tamamlıyor.
Logo renklerinde ise Anadolu sanatlarında sıkça kullanılan altın yaldız ile zarafeti ve duygusallığı temsil eden vişne çürüğü renkleri tercih edildi.

UNESCO Yunus Emre Yılı logosu, Yunus Emre’nin fikirleri ile doğrudan uyumlu, anlamsal olarak onun dünyaya ve insanlığa bakışını anlatan, aynı zamanda günümüz çağdaş grafik kodlarına uygun bir tasarımdan oluşuyor.

© 2021 Her Hakkı Saklıdır